ADALET BAKANLIĞININ 2026 YILI BÜTÇESİ GÖRÜŞMELERİ TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA BAŞLADI25.11.2025
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Türkiye Yüzyılı'nda hedefimiz adaleti daha erişilebilir kılmak, yargılamaların makul sürede sonuçlanmasını sağlamak ve vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden memnuniyetini daha da artırmaktır." dedi.
Bakan Yılmaz Tunç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Adalet Bakanlığının 2026 yılı bütçesine ilişkin sunumunda, adaletin, insan onurunu koruduğunu, devleti ve milleti ayakta tutan yegane değer olduğunu dile getirdi. Adaletin, insan hak ve özgürlüklerinin teminatı, toplumsal huzur ve barışın güvencesi olduğuna işaret eden Bakan Tunç, "Devletin varlık sebebi en başta adaleti sağlamaktır." ifadesini kullandı.
Adaletin hakkıyla tecellisi için son 23 yılda birçok faaliyet yürüttüklerini belirten Bakan Tunç, hukuk devleti ilkesini tahkim eden, temel hak ve özgürlükleri güçlendiren, hak arama yollarını genişleten, yargının ihtiyaç duyduğu fiziki ve teknolojik imkanları geliştiren, insan kaynağı kapasitesini artıran, mevzuatı çağın gereklerine ve milletin ihtiyaçlarına uyarlayan köklü reformlara imza attıklarını dile getirdi.
Adaletin olmazsa olmaz şartı hukuk devletinin gereği, sistemi vesayetçi anlayıştan arındırmak, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını güçlendirmek, hukukun üstünlüğünü hakim kılmak için Anayasa'da da önemli reformların hayata geçirildiğini kaydeden Adalet Bakanı Tunç, Türkiye'nin yüksek standartlı demokrasiye kavuşmasının mücadelesini verdiklerini söyledi.
Adaletin her alanda hissedilmesi için hak arama yollarını genişlettiklerini, yeni mekanizmalar oluşturduklarını bildiren Bakan Tunç, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nun kurulduğunu, bilgi edinme hakkı, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı gibi hakların da vatandaşlara tanındığını anımsattı.
11. VE 12. YARGI PAKETLERİYLE ADALET SİSTEMİMİZİN ETKİNLİĞİNİ HEDEFLİYORUZ
Adalet Bakanı Tunç, adalet anlayışının durağan olmadığını vurgulayarak, Türkiye'nin son çeyrek asırda hukuk alanında da büyük bir dönüşüm ve ilerleme sağlandığını belirtti.
Söz konusu dönemde temel kanunların tümünün yenilendiğini dile getiren Bakan Yılmaz Tunç, Yargı Reformu Strateji Belgeleri ile reform adımlarının kararlılıkla atıldığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 23 Ocak 2025'te Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Stratejisi'nin kamuoyu ile paylaşıldığını anımsatan Bakan Tunç, "Hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi vizyonuyla hazırlanan Belgede, 5 temel amaç, 45 hedef ve 264 faaliyetle geleceğe yönelik bir yol haritası belirledik." değerlendirmesinde bulundu.
Belgeyi, "Özgürlüğün, güvenin ve hakkın adaletle buluştuğu bir Türkiye vizyonunun ifadesi" şeklinde niteleyen Bakan Tunç, "Türkiye Yüzyılı'nda hedefimiz adaleti daha erişilebilir kılmak, yargılamaların makul sürede sonuçlanmasını sağlamak ve vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden memnuniyetini daha da artırmaktır." sözlerini sarf etti.
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde taahhüt edilen hedefleri hayata geçirdiklerini kaydeden Bakan Tunç, 10. Yargı Paketi'yle infazla ilgili düzenlemelerin hayata geçirildiğini, ceza adaleti sisteminin güçlendirildiğini, bazı suçlarda caydırıcılığın sağlandığını, Noterlik Kanunu'nun da yeniden gözden geçirildiğini anlattı.
"Hazırlık çalışmalarını tamamladığımız 11. ve 12. yargı paketleriyle adalet sistemimizin etkinliğini daha da artırmayı ve yargı süreçlerini daha da hızlandırmayı hedefliyoruz." diye konuşan Adalet Bakanı Tunç, şöyle devam etti:
"11. Yargı Paketi'yle ceza adaleti sistemini güçlendirmeye, yaptırım sisteminin caydırıcılığını artırmaya ve bilişim suçlarıyla daha etkin mücadeleye yönelik bazı önemli değişiklik önerilerini Meclisimizin takdirlerine arz etmeyi planlıyoruz. 12. Yargı Paketi'yle de hukuk yargılamalarının makul sürede tamamlanması, mülkiyet hakkının daha etkin korunması, avukatların bilgi ve belge temin etmelerinin kolaylaştırılması ve noter yardımcılığı kurumunun ihdas edilmesi gibi konularda düzenlemeler yapılmasını amaçlıyoruz.
Bunların yanında Bakanlığımızca oluşturulan bilim kurulu tarafından Cebri İcra Kanunu Taslağı hazırlanmış ve kamuoyunun görüşüne arz edilmiştir. Ayrıca tebligat işlemlerinde yargılamaların uzamasına neden olan hataların azaltılmasına yönelik önerilerimize ilişkin çalışmalarımızı da tamamlamış bulunmaktayız. Kanunlaşan yargı paketleri kapsamında emeği geçen TBMM Adalet Komisyonu Başkan ve üyeleriyle değerli milletvekillerimize, çalışmalarımıza katkı sağlayan akademisyenlerimize teşekkür ediyorum."
TOPLAM 12 MİLYON 10 BİN 82 DERDEST DOSYA BULUNMAKTADIR
Adalet Bakanı Tunç, adaletin tecellisinin yalnızca kanunlarla değil, kanunları doğru yorumlayıp eksiksiz uygulayacak güçlü bir yargı teşkilatının varlığıyla mümkün olduğunu vurguladı.
Yargı teşkilatının "hakkın yerini bulması için büyük bir özveriyle görev yaptığını" belirten Bakan Tunç, "2025 yılı Kasım ayı itibarıyla Cumhuriyet başsavcılıklarında 6 milyon 68 bin 751, ilk derece mahkemelerinde 3 milyon 935 bin, istinaf mahkemelerinde 1 milyon 536 bin 865, temyiz mahkemelerinde ise 469 bin 466 olmak üzere toplam 12 milyon 10 bin 82 derdest dosya bulunmaktadır." bilgisini paylaştı.
Bakan Tunç, 2024 Kasım itibarıyla yargı teşkilatınca 10 milyon 960 bin 177 karar verildiğini, bu yılın aynı döneminde ise yüzde 4 artışla toplam 11 milyon 397 bin 74 dosyada karar verildiğini, yıl sonu itibarıyla 14 milyonun üzerinde karar verileceğini beklediklerini aktardı.
Bakan Tunç, 2002'de 1847 olan kadın hakim ve savcı sayısının yüzde 431 artırılarak 9 bin 813'e yükseltildiğini, OECD Raporunda Türkiye'nin 2014'ten bu yana kadın hakim oranını en çok artıran ülke olduğunun ifade edildiğini anımsattı.
MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKININ DAHA ETKİN KORUNMASINI AMAÇLIYORUZ
Adalet Bakanı Tunç, hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesinin artırılması, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nın getirilmesi, hakim ve savcı yardımcılığı uygulaması ile yargıdaki insan kaynağını daha da güçlendirdiklerini, güçlendirmeye devam edeceklerini kaydetti.
Adli yargıda 2002'de 3 bin 581 olan mahkeme sayısının 8 bin 681'e yükseldiğini, idari yargıda da faal mahkeme sayısının 146'dan 239'a çıkarıldığını söyleyen Bakan Tunç, adli ve idari yargıda da son 2,5 yılda 3 bin 470 mahkeme ve istinaf dairesi kurulduğunu, ihtisas mahkemelerinin belirlendiğini ifade etti.
Bölge adliye ve bölge idare mahkemesi sayılarının da artırıldığını vurgulayan Bakan Tunç, "Mahkemeler teşkilatı, adli tıp, bilirkişilik ve insan kaynakları kapasitemizin artırılması başta olmak üzere tüm bu çalışmalarımızla makul sürede yargılanma hakkının daha etkin korunmasını amaçlıyoruz." dedi.
Avrupa Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonu'nun (CEPEJ) Avrupa ülkelerindeki dosyaların ortalama görülme sürelerine ilişkin bilgi veren Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İdari yargı ilk derece mahkemelerinde ortalama görülme süresi ülkemizde 168 gündür. Bu süre Fransa'da 314, Almanya'da 408, İtalya'da 574 gündür. İstinafta ortalama görülme süremiz 136 gün iken İspanya'da 325, Fransa'da 329, Almanya'da 460 gündür.
Hukuk mahkemelerinde çekişmeli davalarda ortalama görülme süresi ülkemizde 397 gündür. Bu süre Fransa'da 333, İspanya'da 359, İtalya'da 540 gündür. Adli istinafta ortalama görülme süremiz 373 gün iken İspanya'da 343, Almanya'da 391, Fransa'da 489, İtalya'da 753 gündür. Ceza mahkemelerinde ortalama görülme süresi ülkemizde 228 gündür. Bu süre İspanya'da 203, İtalya'da 355 gündür. İstinafta ortalama görülme süresi 226 gün iken Hollanda'da 295, Fransa'da 366, İtalya'da 750 gündür. Görüldüğü üzere nüfus veya iş yükü dikkate alındığında bize yakın Avrupa ülkelerinden daha olumlu bir tabloya sahip olduğumuzu söyleyebilirim."
Bakan Yılmaz Tunç, ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeler yaptıklarını ve sisteme yeni müesseseler kazandırdıklarını belirtti.
Lekelenmeme hakkı kapsamında haksız, temelsiz ve yersiz suçlamaları engellemek için "soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar" verilebilmesinin yolunu açtıklarını anımsatan Bakan Tunç, 2017'den bu yana 1 milyon 413 bin 397 dosyada bu yönde karar verildiğini bildirdi.
İfade almaya yönelik yakalama kararlarından kaynaklı mağduriyetleri gidermek amacıyla taahhütle serbest kalma uygulamasını hayata geçirdiklerini aktaran Bakan Tunç, bugüne kadar 549 bin 216 kişinin uygulamadan faydalandığını söyledi.
Çocuk tesliminin icra daireleri tarafından yerine getirilmesine yönelik uygulamayı kaldırarak herkesi rahatsız eden görüntülere son verdiklerini vurgulayan Bakan Tunç, "Artık bu işlemler, çocuk görüşme merkezlerinde uzmanlar tarafından ücretsiz yerine getiriliyor. 2025'te 16 yerde daha çocuk görüşme merkezi kurarak toplam sayıyı 822'ye yükselttik." ifadelerini kullandı.
HÜKÜMLÜLERİN EĞİTİMİNE, MESLEK EDİNMELERİNE VE SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİMİNE ÖZEL ÖNEM VERİYORUZ
Ceza infaz sisteminde amacın yalnızca suçluları cezalandırmak değil, onları yeniden topluma kazandırmak olduğunu aktaran Bakan Tunç, yaptıkları reformlarla uluslararası standartlara ve insan hakları alanındaki gelişmelere uygun, toplumsal ihtiyaçlara cevap veren ceza infaz sistemi oluşturulduğunu vurguladı.
Hükümlülerin yeniden topluma kazandırılmasına yönelik önemli uygulamaları hayata geçirdiklerini belirten Bakan Tunç, "Bu anlayışla hükümlülerin eğitimine, meslek edinmelerine ve sağlık hizmetlerine erişimine özel önem veriyoruz. Ceza infaz kurumlarında ve denetimli serbestlik müdürlüklerinde sosyal ve kültürel alanlarla mesleki eğitim alanlarında kurslar düzenliyoruz. 2025 yılı içerisinde verilen 470 mesleki eğitim kursu kapsamında 2 bin 447 denetimli serbestlik yükümlüsü meslek sertifikası almaya hak kazandı. Bunun yanında 2 bin 26 kişi ceza infaz kurumuna girdikten sonra okuryazar hale gelmiştir. Ayrıca ilkokul, ortaokul, lise, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde 81 bin 726 hükümlü ve tutuklu eğitim ve öğrenimlerine devam etmektedir." açıklamalarında bulundu.
En yenilikçi ve dönüştürücü adımlardan biri olarak nitelendirdiği alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin gerçekleştirildiğini ifade eden Bakan Tunç, şunları söyledi:
"Ceza hukukunda uzlaşma kurumunu, özel hukukta ise arabuluculuk sistemini hayata geçirdik. İhtiyari arabuluculuk kapsamında, 2013'ten bu yana 3 milyon 256 bin 855 dosya çözüme kavuşturulmuş olup, bu alanda başarı oranı yüzde 97'dir. Dava şartı arabuluculuk kapsamında da bugüne kadar 1 milyon 865 bin 681 dosyada anlaşma sağlanmıştır. Dava şartı arabuluculuk kapsamında anlaşma oranı yüzde 40 olarak gerçekleşmiştir. Toplamda anlaşma oranı ihtiyari ve dava şartı olarak yüzde 62 ortalaması vardır. Yine ceza hukukunda da 1 Ocak 2017'den bugüne toplam 1 milyon 990 bin 286 dosyada uzlaşma sağlanmıştır."
ÜLKEMİZ YARGIDA BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ KONUSUNDA BİRÇOK AVRUPA ÜLKESİNİN İLERİSİNDE
Bakan Tunç, yargının teknolojik altyapısını daha da geliştirmek için son yıllarda önemli ve kalıcı adımlar attıklarını belirterek, yargının, dijital sistemlerin desteğiyle daha hızlı ve erişilebilir bir yapıya kavuştuğunu söyledi.
UYAP'ın 60 kurumla 200 farklı entegrasyonunu tamamladıklarını ifade eden Bakan Tunç, savcılıklar ve mahkemeler tarafından bilgi ve belgelerin artık saniyeler içerisinde temin edilebildiğini anlattı.
Adalet Bakanı Tunç, icra ve iflas dairelerinin satış işlemlerinin sistem üzerinden yapılmasını, hizmetlerin e-Devlet'e taşınmasını, vatandaşların ve avukatların adliyeye gitmeden elektronik imzalarıyla dava açabilmelerini sağladıklarını belirterek, şu açıklamalarda bulundu:
"Yeni Adli Sicil Bilgi Sistemi ile vatandaşlarımıza 43 yabancı dilde adli sicil belgesi alabilme imkanını getirdik. Avukatlara bulundukları yerlerden cep telefonları dahil olmak üzere dosya ve duruşmalarını anlık olarak takip edebilme ve işlem yapabilme imkanı getirdik. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ve elektronik duruşma ile duruşmalara elektronik ortamda katılmanın yolunu açtık. 2013'ten bu yana 7 milyonun üzerinde SEGBİS görüşmesi, 2020'den bugüne kadar 4 milyonun üzerinde elektronik duruşma gerçekleştirildi. Elektronik tebligat uygulamasıyla tebligat süreçlerini hızlandırdık. Zorunlu elektronik tebligat sistemine geçtiğimiz 2019'dan bugüne kadar toplam 330 milyon e-Tebligat gönderildi.
Bilişimde uluslararası alanda örnek uygulamaları hayata geçirmeye devam ediyoruz. CEPEJ'in hazırladığı endekse göre ülkemiz yargıda bilişim teknolojileri konusunda birçok Avrupa ülkesinin ilerisindedir. Ülkemiz bu alanda Avrupa ülkeleri arasında hukuk yargılamalarında ikinci, ceza yargılamasında dördüncü ve idari yargıda ise üçüncü sıradadır. Almanya, İngiltere ve Fransa bizim gerimizdedir. Yine OECD Raporu'nda ülkemiz, dijitalleşmede en proaktif beşinci ülke olmuştur. Bu alanda gelişmiş birçok Avrupa ülkesi, ülkemizin gerisindedir."
Adalet hizmetlerinin önemli bir parçasının da noterlikler olduğuna belirten Bakan Yılmaz Tunç, 2002'de 1231 olan noterlik sayısını 2 bin 385'e yükselttiklerini söyledi.
Hafta sonu nöbetçi noterlik uygulamasıyla 7 gün hizmet verilmesini sağladıklarını ifade eden Bakan Yılmaz Tunç, bu kapsamda nöbetçi noterliklerde 4 milyon işlem yapıldığını bildirdi.
Bakan Tunç, "Güvenli Ödeme Sistemi ile noterlik işlemlerindeki para alışverişlerinde yaşanan sorunların ve dolandırıcılığın önüne geçtik. 2024 yılının eylül ayında ise ikinci el taşıt alım satımlarında bu sistemi zorunlu hale getirdik." dedi.
KAMU ZARARINA SEBEBİYET VEREN BİR TESPİT BULUNMADI
Adalet hizmetlerine tahsis edilen bütçeyi yıllar içinde artırdıklarını belirten Tunç, "Sayıştay tarafından tespit edilen hususlarla ilgili olarak kurumlarla iletişim halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sayıştay Raporu'nda kamu zararına sebebiyet veren bir tespit bulunmadığını da belirtmek isterim." diye konuştu.
Öte yandan Tunç, Bakanlık bütçesine ilişkin sunuma başladığı sırada CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya tarafından kendisine verilen siyah zarflara ilişkin, "53 mektup var, tamamı bilgisayar çıktısı, el yazısıyla yazılmamış. Hiçbirinde de ıslak imza yok. 51 adedinde isim de belirtilmemiş. Eğer milletvekilimiz bu isimleri bize bildirirse telefonlarıyla, bu kişilerle irtibat kurarız." dedi.