ADALET BAKANI TUNÇ, HAKİM VE SAVCI KURA TÖRENİ'NE KATILDI20.02.2024
BAKAN TUNÇ: YARGI, BİRİLERİNİN ARKA BAHÇESİ OLMAKTAN ÇIKARILDI
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargı içerisindeki FETÖ unsurlarından arınma sürecine milletçe şahit olunduğunu belirterek, "Bu mücadeleye zarar verecek, en ufak sekteye uğratacak hiçbir hareketi asla kabul etmeyeceğiz." dedi.
Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Adalet Akademisindeki 2 yıl süren eğitimlerini tamamlayarak mesleğe kabul edilen Avukatlıktan Geçen 12. Dönem Adli Yargı ve 25. Dönem Adli Yargı ile 15. Dönem İdari Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları Atama Töreni'ndeki konuşmasına, adaylık sürecini başarıyla tamamlayan hakim ve savcıları tebrikle başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "ilk üçe giren hâkim ve savcı adaylarının kuradan muaf tutularak istedikleri yerlere atanması" tavsiyesinde bulunduğunu aktaran Tunç, bu yöndeki kanun değişikliğinin TBMM'de gerçekleştiğini, bugün, adli, idari yargı ile avukatlıktan geçenler olmak üzere her gruptaki ilk 3'e giren 6 hâkim ve savcının istedikleri yeri tercih ettiğini bildirdi.
ADALET, HAKKI HAK SAHİBİNE TESLİM ETMEK, HER ŞEYİ YERLİ YERİNE KOYMAKTIR
Adaletin, mülkün temeli, toplumsal barış ve huzurun teminatı olduğunu dile getiren Tunç, "Adalet, hakkı hak sahibine teslim etmek, her şeyi yerli yerine koymaktır. Bütün erdem ve değerlerin merkezi ve dayanağı olan adalet, dertlinin derdine derman olmak, sıkıntısına çare bulmaktır." ifadelerini kullandı.
Tunç, şöyle devam etti:
"İdeal hakim ve savcılarımız, haklı ve haksızı ayıran, hak ve adalet üzerine hükmeden hakim kişilerdir. Akıllı, zeki ve anlayışlı özellikleriyle fehimdirler. Doğruluk ve dürüstlükten ayrılmayan kişilikleriyle müstakimdirler. İtimat edilen güvenilir sıfatlarıyla emindirler. Vakarlı ve temkinli duruşlarıyla mekindirler. Sağlam ve dayanıklı karakterleriyle metindirler.
Sayın Cumhurbaşkanı'm, Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünde açılmak üzere, bundan 22 yıl önce kaleme alınarak Adalet Bakanlığımıza gönderilen mektupları açtık, okuyoruz. O mektuplarda ifade edilen hususlar bugün nereden nereye geldiğimizi açıkça ortaya koyuyor."
"İşaret ettiği nesil de işte bu nesildir"
Göreve yeni başlayan bir hakimin mektubunu okuduğunu ifade eden Tunç, hakimin o dönemde odasının sobalı olduğunu, bilgisayarının ve telefonunun olmadığını yazarken mektubunun sonunda da 2023'te gelecek nesilden ümitvar olduğunu belirttiğini anlattı.
Tunç, şunları kaydetti:
"Bugün istinaf mahkemesinde görevli olan bu hakimimizin işaret ettiği zaman işte bu zaman, işaret ettiği nesil de işte bu nesildir. Sayın Cumhurbaşkanı'm, 22 yıl önce yola çıkarken ülkemizi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olmak üzere dört temel direk üzerinde yükseltme hedefini ortaya koymuştunuz. Liderliğiniz sayesinde adalet teşkilatımız fiziki yeterliliği bulunmayan binalardan, merdiven altlarında yapılan duruşmalardan kurtulmuş, bugün teknolojinin en gelişmiş imkanlarıyla donatılan modern adalet saraylarına kavuşmuştur. 22 yılda, ülkemiz, yargı alanında sadece fiziki yapısını geliştirmekle kalmamış, sessiz devrim sayılabilecek reformlara sahne olmuştur."
MİLLETİN HAK VE HUKUKUNU KORUMA MÜCADELESİ VEREN YARGI MENSUPLARIMIZA ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirildiğini ve yargının birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkarıldığını belirten Tunç, şöyle konuştu:
"15 Temmuz darbe kalkışması karşısında daha ilk dakikalarda darbeci hainler hakkında soruşturmaları başlatan, gözaltı ve tutuklamaları gerçekleştiren, o karanlık gecede büyük bir kahramanlık gösteren yargı mensuplarımızın varlığına ve yargının kendi içerisindeki FETÖ unsurlarından arınma sürecine milletçe hep birlikte şahit olduk. Millet adına, milletin hak ve hukukunu koruma mücadelesi veren yargı mensuplarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Onların bu mücadelesi, kendilerinden sonra gelen siz değerli genç meslektaşlarına önemli birer örnektirler. Onların kararlı mücadelesini sizler sürdürecek, ülkemizi karanlığa mahkûm etmek isteyenlerin karşısında dimdik sizler duracaksınız. Bu mücadeleye zarar verecek, en ufak sekteye uğratacak hiçbir hareketi asla kabul etmeyeceğiz."